1. Kevin Mitnick :
Kavin David Mitnick (condor olarak da bilinir) (6 Ağustos 1963), ilk bilgisayar korsanlarından olup en meşhurudur. 15 Şubat 1955'te FBI tarafından yakalanmıştır. Fujitsu , Motorola , Nokia ve Sun Microsystems gibi şirketlerin bilgisayar ağlarına izinsiz girmekten suçlu bulunarak 5 yıl hapis cezası almıştır. Cezası 21 Ocak 2000'de , bilgisayarlara yaklaşma yasağı 21 Ocak 2003'te bitmiştir. Günümüzde , beyaz beyaz şapkalı bir bilgisayar korsanı olarak güvenlik danışmanlığı yapmakta ve dünya çapında kongrelere katılmaktadır. 
Mitnick , fotoğrafı FBI'ın "En çok arananlar" listesinde yer alan ilk hacker olarak kayıtlara geçti ve neredeyse listeden hiç eksik olmadı. "İflah olmaz bir suçlu" olan çocuk ruhlu Mitnick "Sanal Dünya'nın kayıp çocuğu" olarak da tanındı.

Öyküsü

  • Kevin Mitnick. 44 yaşında (06-08-1963). Gelmiş geçmiş en büyük hacker olarak kabul ediliyor.
  • 5 yıl hapiste kaldıktan sonra 2000 yılında koşullu olarak serbest bırakıldı.
  • Koşullardan birisi telefona ve bilgisayara dokunmamaktı.
  • Bu koşulun başlıca nedeni daha önce de hapse giren Kevin’ın intikam olarak kendisini mahkum eden yargıca, kendisini suçlayan savcıya vb. oyunlar oynaması.
    Örneğin, bir seferinde telefon numarası öğrenme hattını (bizdeki 118 hizmeti) bir yargıcın telefonuna yönlendirmiş.
  • Sevmediği birisinin telefonunu aylarca arızalı olarak göstermiş.
  • Bir başkasının telefonuna binlerce dolarlık faturalar gönderilmesini sağlamış.
  • Telefon ve bilgisayar sistemlerini avucunun içi kadar iyi bildiği tartışılmaz.
  • Kevin Mitnick sorunlu bir aileden geliyor.

  • Kevin üç yaşındayken anne ve babası ayrılmışlar.
  • Amcası madde bağımlısı. Bir seferinde cinayetle suçlanıp yargılanmış.
  • Üvey kardeşi Adam aşırı dozda uyuşturucu kullanmaktan ölmüş.
  • Annesi Shelly lokantalarda garsonluk yaparak hayatını kazanıyor ve sık sık erkek arkadaş değiştiriyordu.
  • Kevin annesinin arkadaşlarından birisine yakınlık duymaya başladığı zaman annesinin hayatına başka birisi giriyordu.
  • Kevin’ın gerçek babası ile ilişkisi çok azdı.
  • Sık sık yer değiştiriyorlardı, düzenli bir hayatları yoktu.

  • Kevin’ın sürekli değişen arkadaş çevresine karşı telefon iletişiminden başka bir seçeneği yoktu.
  • Bu yüzden telefon sistemlerini iyi öğrenmesi gerekiyordu. Öğrendi de.
  • 1978’de Kevin Mitnick amatör radyoculukla uğraşıyordu.
  • Bir yandan da telefon sistemleriyle ilgileniyordu.
  • İnsan ilişkileri kötüydü, hemen herkesle takışıyor ve kavga ettiği herkese kin besleyip zarar vermeye çalışıyordu. Örneğin, telefon hatlarının kesilmesini sağlıyordu.
  • Kin tutma ve sevmediği insanlara teknolojik zararlar verme huyu hep devam etti.  
  • Kevin 1978 yılında amatör radyo sistemleriyle uğraşırken Roscoe ile tanıştı.
  • Kevin’ın Roscoe ile ilişkisi hep sürecekti.
  • 1995 yılında yakalandığında ilk aradığı kişi Roscoe olmuştu.
  • Roscoe, daha kolay kız arkadaş bulmak için, o zamanlar ABD’de yaygın olan telefon konferans sistemlerinden birisini işletiyordu.

  • Roscoe teknolojinin bu yönünü seviyordu: Kız arkadaş bulmasına yardımcı olmasını.İleride bu sayede tanıştığı ve yattığı kızların sayısını anımsamadığını söyleyecekti.
  • Roscoe bu bilgilerini yazıya dökecek ve “Ev Bilgisayarınızı Kullanarak Kadınları Baştan Çıkarma Kılavuzu” adlı bir kitapçık da yazacaktı.
  • Roscoe’nun kız arkadaşı Susan ise gündüzleri santral operatörlüğü geceleri fahişelikle para kazanıyordu.
  • Susan da sevgilisi Roscoe sayesinde telefon sistemlerine ve daha sonra da bilgisayar sistemlerine girmeye başladı.
  • Bu garip üçlüye katılan bir başkası, Steven da telefon sistemleri konusunda bilgili birisiydi.
    Dördü çok uyumlu olmasa da iyi bir grup oluşturdular.
  • İçlerinde teknik olarak en iyileri Kevinken, gurubu bir arada tutan kişi ve grubun beyni Roscoe idi.
  • Kevin ve Susan birbirlerinden nefret ediyorlar ama ortak arkadaşları (ve Susan’ın sevgilisi) Roscoe yüzünden birbirlerine katlanıyorlardı.
  • Bu gruptakiler telefon sistemini telefon firmalarının çalışanlarından daha iyi biliyorlardı.
  • Gizli bilgileri ve kişisel bilgileri elde etmeleri çoğunlukla sosyal mühendisliğe dayanıyordu: Sızmak istedikleri sistemdeki birilerini arayıp, onların bir şeylere kızmış üstleri gibi konuşup, onlardan bilgi alıyorlardı.

  • Roscoe bu işi bilime dönüştürmüştü.
  • Bir deftere çalışanların kişiliğine ait birçok bilgi giriyordu: Üstü kim, altında kimler çalışıyor, yardımcı olmaya çalışan birisi mi yoksa soğuk birisi mi, çaylak mı,  deneyimli mi.Hatta onların hobileri, çocuklarının adları vb. bile defterinde bulunuyordu.
  • Elde ettikleri bilgileri para için kullanmıyorlardı.
  • Sistemlere girebilmek, onları tanımayan birisine ilişkin en ayrıntılı bilgileri elde etmek vs. onlara yetiyordu.
  • Bir seferinde bu dörtlü telefon numarası öğrenme servisini kendilerine yönlendirdiler ve telefon numarası soranlara  “Beyaz mısınız zenci mi? Telefon kataloglarımızı ayrı ayrı da” gibi  sorular yönelttiler.Bu tür şeylerle çok eğleniyorlardı. 
  • Daha sonra uzmanlık alanlarını telefon sistemlerinden bilgisayarlara kaydırdılar.
  • Roscoe üniversitelerin bilgisayar sistemlerinde dolaşırken Susan askeri bilgisayarlara giriyordu. 
  • Kevin Mitnick’in fotoğrafik bir belleği vardı.
  • Birçok parolayı içeren bir listeye biraz baktıktan sonra listeyi saatler sonra bile bire bir tekrarlayabiliyordu.
  • Bir süre sonra Kevin ile Roscoe özellikle Susan’ı dışlayacak şekilde vakit geçirmeye başladılar.
  • Susan bu durumdan memnun değildi.
  • Üstüne bir de Roscoe’nun başka bir kızla nişanlanması eklenince memnuniyetsizliği arttı.
  • Memnuniyetsiz ve bilgili herhangi bir kadının yapabileceği şekilde intikam almaya karar verdi. 

  • 1980 yılının Aralık ayında US Leasing adında, elektronik cihazları kiralama konusunda uzman bir firmanın bilgisayarlarına girildi.
  • Bu bilgileri şüphelenmeden karşı tarafa veren firma çalışanı ertesi gün Digital Equipments firmasını aradığında böyle bir kimsenin olmadığını, firmalarının onlar tarafından aranmadığını öğrendi.Aynı gece boyunca firmanın yazıcıları sürekli olarak “Sistem kırıcısı döndü. Sistem A üzerindeki disklerinizi ve yedeklerinizi uçurmaya az kaldı. Sistem B’yi zaten uçurmuştum. Bunları geri yüklerken eğleneceğini umuyorum, seni .öt deliği”, “Öç alma zamanı”, “FUCK YOU, FUCK YOU, FUCKYOU” vb. ifadeleri basıyordu.Bütün zemin kağıtla kaplanmıştı.
  • Kağıtlarda arada bir insan adları da görünüyordu: Roscoe, Mitnick, Roscoe, Mitnick. 
  • US Leasing’e kimin girdiği anlaşılamadı.
  • Roscoe ve Kevin bunu Susan’ın yaptığını iddia ederken Susan da onları suçluyordu.
  • Susan’ın intikam çabaları devam etti.
  • Roscoe’nun firmasını arayarak onun bilgisayar terminallerini izinsiz kullandığını ihbar etti.Bunun sonucunda Roscoe işten atıldı.
  • Bu arada Roscoe ve Kevin’ın telefon kayıtlarını takip ediyor ve nereleri aradıklarını ne yaptıklarını saptamaya çalışıyordu.

  • Roscoe ve Kevin takipten kurtulmak için sık sık telefon numaralarını değiştiriyorlardı.
  • Buna karşılık Susan da onların evlerine kadar gelip telefon hatlarına saplanıyor ve bir telefon aparatıyla bağlı bulundukları santralde özel bir numarayı arayıp (Telekom çalışanlarının kullandıkları bir teknik) numarayı öğreniyordu.
  • Sonra bu tekniği kullanamamaya başladı: Kevin daha bilgili olduğu için santralın bilgisayarına girip kendi telefonunun bu şekilde bulunmasını engellemişti.Sonra da Kevin, Susan’ın telefon görüşmelerini dinleyerek karşı kanıt toplamaya başladı.
  • Susan yeni edindiği erkek arkadaşına telefonda mesleğinin inceliklerini ve ücretlerini bir bir açıklıyordu: “sen baskınsan yarım saati 45 dolar, sen pasifsen 40 dolar ve “güreşmek” istersen 60 dolar”.
  • Bu arada Roscoe kendisini ve ailesini tehdit ettiği iddiasıyla Susan’ı savcılığa şikayet etti.
  • Susan zor durumda kalmıştı ama öç almak için hala bir fırsatı bulunuyordu.
  • Savcılık ve emniyet görevlilerine Kevin ve Roscoe’nun yaptıkları işleri anlattı ve bu bilgilere karşı korunma istedi.
  • 1981 yılında Kevin ve Roscoe ABD’nin en büyük Telekom şirketlerinden birisi olan Pasific Bell şirketinin Los Angeles’daki COSMOS merkezine girmeye karar verdiler.COSMOS, telefon firmaları tarafından her türlü iş için kullanılan veritabanı programının adıydı ve Digital Equipments firmasının bilgisayarları üzerinde çalışıyordu.Ülke çapında yüzlerce COSMOS sistemi kuruluydu.
  • Bu sistemde 10-15 civarında komutun nasıl kullanıldığını iyi bilmek gerekiyordu.Bunu da merkezin çöp kutularını karıştırarak elde ettiler.
  • Çöpler arasında yazıcı çıktıları, çalışanların birbirlerine gönderdikleri notlar (parolalar dahil olmak üzere)  ve buna benzer bilgiler vardı.Daha fazla bilgiye gereksinimleri olduğunu anlayınca kendilerini merkezin çalışanları olarak tanıtıp içeri girdiler.
  • Şirket çalışanlarının bilgilerinin yer aldığı bölüme bazı adları eklediler.
  • Digital Equipments bilgisayarları kullanan yerleri bir Digital Equipments çalışanıymış gibi aradıklarında bu adları kullanıyorlardı.Eğer karşı taraf kontrol etmek için COSMOS merkezini ararsa bu adlara rastlanacak ve arayan kişinin gerçekten Digital Equipments’da çalıştığı sanılacaktı.Bir yöneticinin odasından da COSMOS’a ilişkin birçok kılavuz alıp çıktılar.

  • Ama fazla ileri gitmişlerdi.Yaptıkları iş hacker’lık falan değil düpedüz hırsızlıktı.
  • Ertesi sabah odasına daldıkları yönetici işyerine gelince kılavuzların eksik olduğunu fark etti.Çalışan kayıtları arasında da tanımadıkları adları kolayca fark edebildiler ve şirketin güvenlik departmanına haber verdiler.Onlar da emniyet görevlilerine haber verdiler: Susan’ın bilgi verdiği emniyet görevlilerine.Polisin, Kevin’ın evini basması uzun sürmedi.Kevin evde yoktu.
  • Polislerin buldukları şeyler arasında COSMOS merkezi ile ilgili hiçbir şey yoktu ama genel olarak telefon ve bilgisayar sistemlerine ilişkin çok şey vardı.COSMOS güvenlik görevlilerinin ifadelerine dayanarak tutuklama kararı çıkartıldı.
  • Kevin sinagoga gitmişti.Ailece pek dindar olmasalar da Kevin sık sık part-time çalışmakta olduğu sinagoga gidiyordu.Polisleri karşısında gören Kevin kaçmak istedi ama kısa bir araba takibi sonunda yakalandı.Kevin yakalandığında dağılmıştı: Çok korktuğunu söylüyor ve ağlıyordu.
  • Savcı, Kevin’ı ve Roscoe’yu hırsızlık ve bilgisayara izinsiz girme ile suçladı.Duruşmadan hemen önce Kevin iki konuda suçlu olduğunu kabul etti.
  • Bu yolla Roscoe’ya ihanet ediyordu ama ıslahhaneye gitmekten kurtulmayı umuyordu.
    Kurtuldu da. Aldığı ceza (ceza bile denilemez) 90 günlük bir inceleme ve 1 yıllık gözetim idi.
    Diğer arkadaşları da 3-5 ay arası cezalar aldılar.
  • Kevin’ın arkadaş gurubuyla da görüşmemesi gerekiyordu.
  • Gruptaki kişiler cezalarını çekerken Susan da büyük bir aşama kat etti ve güvenlik konusunda danışman olarak çalışmaya başladı.Hatta bu sırada Washington’a gidip senatörlere ve yüksek düzey askeri personele bilgi bile verdi.  
  • Kevin bu sırada Lenny adında başka bir arkadaşıyla en iyi bildiği işe devam ediyordu: Bilgisayarlara ve telefon sistemlerine girmek.En çok rastladıkları bilgisayarlar Digital Equipments firmasının mini bilgisayarlarıydı.
  • Önceleri PDP serisi bilgisayarlar daha sonra ise VAX serisi bilgisayarlar.Bu bilgisayarlar üniversitelerde ve Telekom firmalarında çok yaygın olarak kullanılıyorlardı.Kevin ve arkadaşı Lenny en çok da Güney Kaliforniya Üniversitesinin bilgisayarlarına giriyorlardı.Bu da tekrar başlarının belaya girmesine neden oldu.Bir akşam üniversitenin terminallerinde "çalışırken" yakalandılar.
  • Bu sefer Kevin kolay kurtulamadı: Bir ıslahhanede 6 ay geçirmesi gerekti.
  • Bu arada Los Angeles polisi için de bilgisayar güvenliği konusunda bir videobant hazırladı.
    1983'ün sonlarında serbest kaldı.

  • Kevin bir aile dostunun yanında çalışmaya başladı.Ama çalıştığı yerdeki tek bilgisayarı bütün gün boyunca kullanması patronunun dikkatini çekti.Patronu Mitnick'in neler yaptığını pek anlamıyordu ama Kevin'ın bilgisayar başında kredi kartları sorgulaması yaptığını fark ediyordu ve kaygılanıyordu.Kaygılarını anlatmak için polis teşkilatına ziyaret yaptı; Kevin Mitnick'in belalısı polis dedektifi ile görüştü.
  • Dedektif de o sıralar Kevin ve arkadaşı Rhoades için bir soruşturma yürütüyordu.
    Soruşturma konusu bir Telekom firmasının kodlarını kullanarak uzak mesafe görüşmeleri yapmalarıydı.
  • Aynı zamanda MIT'nin çalışanlarını elektronik ortamda tehdit ediyorlardı.
  • Bu sıralarda amatör radyo yayınlarıyla yaptığı kabalıklar Kevin'ın amatör radyo lisansını kaybetmesine neden olmuştu.Dedektif için bütün bunlar yeterliydi ve Kevin için bir arama ve tutuklama kararı çıkarttı.
  • Evini, işyerlerini aradılar ama Kevin'ı bulamadılar.Hapishaneye girmektense kaçmayı tercih etmişti.
  • 1985'in yazında Kevin tekrar ortaya çıktı.Hakkındaki tutuklama kararı zaman aşımına uğramıştı.
  • Tekrar arkadaşı Lenny ile ilişkiye geçti. Lenny çalıştığı yerlerdeki bilgisayarları Kevin'ın kullanımına açıyordu.Bu sırada ABD'nin en büyük (CIA ve FBI'dan daha büyük) haber alma teşkilatı olan NSA (National Security Agency) bilgisayarlarına da girmeye başladı.
  • Yaklaşık altı ay içinde Los Angeles bölgesi içindeki hemen tüm mini bilgisayarlara girmelerini sağlayacak kullanıcı hesaplarını elde ettiler.Bu sırada NSA'in sıkıştırmasıyla Lenny işten kovuldu (girdiği işlerin çoğundan kovuluyordu). 
  • Kevin 1985'in Eylül'ünde bir bilgisayar okuluna yazıldı.Başarılı bir okul dönemi geçiriyordu. 
  • Kevin'ın kızlarla arası hiç iyi olmamıştı. Bu yüzden  1987 yılında, arkadaşlarına evleneceğini söylediğinde herkesi şaşırttı.
  • Gelin adayı bir telefon şirketinde yönetici olarak çalışıyordu (Kevin kızın nerede çalıştığını duyduğunda gülmekten az kalsın yere yuvarlanıyordu) ve Kevin'la okulda tanışmışlardı.
  • Kevin ve arkadaşı birlikte yaşamaya başladılar.
  • Kevin, UNIX işletim sisteminin bir çeşidini üretip satan Santa Cruz Operation (SCO)  firmasının bilgisayarlarına girdi.Bir sekreterin hesabını kullanıyordu.
  • Eylemleri fark edildi.

  • SCO yetkilileri Telekom şirketiyle işbirliği yaparak bağlantının kaynağını bulmaya çalıştılar.
    Bu iş normalde onlar için çocuk oyuncağıydı.Ama bu sefer bir zorlukla karşılaştılar: Bağlantıyı izlemeleri engelleniyordu.
  • Kevin saatlerce bağlı kaldığı halde hattı bulunamıyordu. Bir süre sonra Kevin firmanın programı olan XENIX'i kopyalamaya çalıştı. Artık çok olmuştu.
  • Bir seferinde dikkatsiz bir şekilde bağlanınca nereden bağlandığı saptandı.Evi yerel polis tarafından basıldı.
  • Evde bilgisayar, modum (aslında modem ama cihazları bilmeyen polis kayıtlarında böyle görünüyordu), telefon bağlantı aparatı, 55 adet disket çeşitli kitap ve kılavuzlar ile bir adet tabanca buldular. Kevin ve arkadaşı için tutuklama kararı çıkartıldı, sonra arkadaşının bu işin içinde olmadığı anlaşılınca onun kararı kaldırıldı.
  • Dava sürerken Kevin ve arkadaşı evlendiler. SCO davası Kevin'ın suçunu kabul edip işbirliğine yanaşması ile bitti. 1988 yılında Kevin ve arkadaşı Lenny bir başka okula girdiler.
  • İlk yaptıkları şey okulun bilgisayarındaki bütün dosyaları manyetik bant kartuşlarına kopyalamaya çalışmak oldu ve bu iş sırasında yakalandılar. Okulun sistem sorumlusu gecikmeden polise haber verdi. Polisin elinde yeterince bilgi vardı ve Kevin'ı hapishaneye tıkıp orada uzun süre tutmak için ellerinden geleni yapmaya kararlıydılar. Ama polis, üniversite, Telekom şirketi ve Digital Equipments arasındaki koordinasyonsuzluk yüzünden hiçbir şey yapılamadı.
  • Çalışmaları için Lenny’nin işyerindeki bilgisayarları kullanıyorlardı. Kevin ve Lenny'nin şimdiki amaçları Digital Equipments firmasının en değerli yazılımı olan VMS işletim sistemini elde etmekti. Bunun için Arpanet içinde gezinmeye başladılar.
  • Arpanet içindeki bir askeri bilgisayara girmeyi başardılar ve onu çaldıkları yazılımları saklamak için kullanmaya başladılar. Bu bilgisayara girdikleri anlaşılınca başka bilgisayarlara geçtiler: Güney Kaliforniya Üniversitesinin bilgisayarlarına. Bilgisayarlara giriyorlar, onların üzerinden Arpanet'e çıkıyorlar ve bir yerlerden aldıkları VMS'in kaynak kodunu bu bilgisayarlara kopyalamaya çalışıyorlardı. Kopyaladıkları kod VMS'in alelade bir sürümü de değil 5.0 sürümüydü.
  • Bu sürüm henüz müşterilere dağıtılmaya başlanmamıştı ve bulunabileceği tek yer Digital Equipments'ın iç ağı olan Easynet idi.Kevin ve Lenny gerçekten de bir zamandır Easynet'e giriyorlardı. Girmekle kalmayıp Easynet içinde çalışanların birbirleriyle yazışmalarını da izleyebiliyorlardı.
  • Bu yazışmalar arasında iki kişi dikkatlerini çekti.Birincisi bir VMS güvenlik uzmanıydı.
    İkincisi ise sürekli olarak bu uzmanla yazışan ve İngiltere'deki bir üniversitede çalışan bir başka uzmandı.
  • İkinci uzman sürekli olarak bulduğu güvenlik açıklarını ilkine gönderiyordu. Tabii, bunlar Kevin ile Lenny'nin eline de geçiyordu.

  • VMS’in kaynak kodunun üniversitenin bir bilgisayarına aktarılması bittiğinde sıra dosyaları bir manyetik bant kartuşuna kopyalamaya gelmişti. Ellerindeki araçlarla bunu uzaktan yapmaları mümkün değildi.Bunu üniversitenin bilgisayarının başında yapmaları gerekiyordu. Bu iş için yanlarına eski arkadaşları Roscoe’yu aldılar.
  • Kevin tanındığı için üniversiteye girmeyecek, işi Lenny ile Roscoe bitirecekti. Roscoe kendisini bir öğrenci olarak tanıtıp kopyalaması gereken dosyalar olduğunu söyledi ve kartuşun bilgisayara takılmasını sağladı.Sonra Lenny ile buluşup telefonla Kevin’a haber verdiler. Kevin bilgisayara uzaktan bağlanarak dosyaların kopyalanması için gereken komutları verdi. İşlem bitince Roscoe kartuşu aldı.
  • Dosyalar çok büyük olduğu için bu işlemleri birkaç kez yapmaları gerekti ama sonunda VMS’in kaynak kodlarına sahip oldular. Artık bu kodu inceleyip işletim sisteminin açıklarını bulabilirlerdi.
  • Bu sırada hem üniversitede hem de Digital Equipments’da sisteme birilerinin girdiği anlaşılmıştı. Kevin ve Lenny’nin de okudukları e-postalar ile yakından bildikleri gibi Digital Equipments içinde üç kişi hemen hemen tüm zamanlarını bu işi çözmeye adamışlardı. Ama Kevin ve Lenny yine bu e-postalardan Digital Equipments’ın onları bulsa bile kolay kolay suçlayamayacağını öğrenmişlerdi. Firmalar kendi sistemlerine birilerinin girdiğinin öğrenilmesinden hiç de memnun kalmıyorlardı. Yine de her iki kurum da onları saptamak için ellerinden geleni yapıyorlardı.
  • Kendilerine gelen telefon bağlantılarını izlemek için Telekom şirketleriyle birlikte çalışıyorlardı. Kevin telefon sistemini iyi tanıması nedeniyle aramalarını hep çağrı yönlendirme yöntemiyle yapıyor ve izleme sonunda rasgele numaralara erişmelerini sağlıyordu. Bir keresinde rastgele numara orta doğudan göçen bir adamın numarası çıktı. Adamın evi FBI tarafından basıldı ama ajanlar televizyon seyreden bir adamdan başka bir şey bulamadılar.

  • Bu arada Lenny ile Kevin arasında sorunlar baş göstermeye başladı. Lenny daha normal bir hayat sürmek istiyordu: Hacker’lık dışında faaliyetlerle ilgilenmek, kız arkadaşına daha fazla zaman ayırmak istiyordu. Kevin ise tek bir şeye saplanmıştı: Daha çok, daha çok bilgisayar sistemine girmek. Lenny’i de kendisiyle çalışmaya zorluyordu.
  • Lenny, Kevin’ın ilerde kendi aleyhinde kullanabileceği bilgileri topladığını düşünüyordu. Sık sık tartışıyorlardı.
  • Kevin her işlerinde "bu sonuncu olacak başka bir hacking yapmayacağız" diyordu ama birisi bitince bir başka işi başlatan da yine hep o oluyordu. Kevin çalışmaları ile ilgili olarak da karısına sürekli yalanlar söylüyordu.
  • Lenny’nin arkadaşları Roscoe’yu arayıp durumdan yakındı. Roscoe da Kevin’ın halinden memnun değildi ve ona şimdiden iyi bir avukat bulmasını önerdi.
  • Kevin çığırından çıkmıştı: VMS işletim sisteminin kaynak kodunu kopyaladıktan sonra şimdi de yine Digital Equipments’dan Doom adında bir oyunu kopyalamak istiyordu. Lenny için bu kadarı fazlaydı. İşindeki amirleriyle konuşup durumunu anlattı. Birlikte hem Digital Equipments’ı hem de FBI’ı aradılar ve durumu anlattılar. Lenny o ana kadar elde ettikleri 36 adet kartuşu FBI’a teslim etti. Birlikte Kevin’a bir tuzak hazırladılar.
  • Lenny’nin üstüne mikrofon ve teyp yerleştirdiler. Lenny her akşam olduğu gibi işyerinde Kevin ile buluştu. Bu sırada FBI ve Digital Equipments güvenlik elemanları da aynı binada onları izliyordu.
  • Kevin sabah saat 3’e kadar çalışmayı sürdürdü. Ertesi sabah FBI ajanları ve Digital yetkilileri bir toplantı yaptılar. Her zamankinin aksine bu sefer Digital Equipments da geri çekilmemeye karar vermişti.
  • O gün akşam Kevin tutuklandı. Yıl 1988 idi. Kevin’ın tutuklanışı gazetelere manşet oldu. Haberlerde onun basit bir telefonla nükleer savaşa yol açabileceği, toplum için bir tehdit oluşturduğu işleniyordu. Kevin maksimum güvenliğin sağlandığı bir hapishaneye kondu.
  • Digital Equipments firması Mitnick’in kendilerine verdiği zararın 160 bin dolara mal olduğunu iddia etti. Kevin mahkemede bazı suçlamaları kabul etti, yaptıklarından dolayı özür diledi ve bu tür şeyleri bir daha tekrarlamayacağına söz verdi. Mahkeme onu bir yıl hapis ve altı aylık bir tedavi ile cezalandırdı.

  • İyi hali görüldüğünden, 1990 yılının baharında,  cezasının tümünü tamamlamadan hapishaneden şartlı olarak çıktı. Hapishaneden çıktığında karısı boşanmak istedi: Bütün olan bitenden bıkmıştı. Kevin hapisten çıktığı zaman eski arkadaşı Susan ile görüşmeye başladı.
  • Kevin kilo vermişti ve düzenli bir işte çalışıyordu. Susan, sonradan bu döneminde Kevin’ı baştan çıkarmaya çalıştığını söyleyecekti. Onun yatakta nasıl olduğunu merak ediyordu. Ama Kevin’ın bu taraklarda bezi yoktu. Susan vazgeçti. Daha sonra “isteseydim onunla yatardım” diyecekti.
  • FBI, hapisten çıkan Kevin'ın ıslah olduğuna inanmıyordu. Justin Petersen adında eski bir hacker'ı Kevin'ın peşine taktı. Justin, hem Kevin, hem de Roscoe ile ilişkiye geçip onları bilgisayarlara girme konusunda cesaretlendirdi. Üçü birlikte bir çok bilgisayara girdiler.
  • Kevin, Justin'in ajan olduğunu farkedince bir avukata danışıp onunla yaptıkları görüşmeleri teybe kaydettiler. Ama çok geçti. Şartlı salıverme kurallarını ihlal ettiği için Kevin hakkında tutuklama kararı çıkartıldı. Kevin yakalanmamak için kaçmaya başladı. Sürekli şehir değiştiriyor, alışverişini hep nakit paralarla yapıyordu.
  • Bilgisayarlara girme huyundan vazgeçememişti. Gelişen teknoloji ile birlikte bir dizüstü bilgisayar, bir hücresel telefon ve modemle çalışmak yeterli hale gelmişti. İnternet'in yaygınlaşması da ona hizmet ediyordu.
  • Bir yerel İnternet hizmet sağlayıcısına bağlanıyor oradan da İnternet'te yaygın olarak kullanılan Telnet programı ile istediği sisteme bağlanabiliyordu. Bu sırada Digital Equipments firmasına VAX sistemlerinin hatalarını rapor eden İngiliz'le arasında garip bir bağ oluştu. Kevin, İngiliz'in firmaya gönderdiği e-postaların hepsini okuyabiliyordu.
  • Bu e-postalardan ne kadar bilgili bir kişi olduğunu anladığı İngiliz'e karşı hayranlık besliyordu. Bu hayranlığın sonunda kendisini telefonla aramaya bile başladı. Telefon görüşmeleri 2, 3 bazen 4 saat sürüyordu.
  • İngiliz'in FBI ile bağlantılı olarak onu yakalamaya çalıştığını öğrenince büyük hayal kırıklığına uğrayıp bağlarını koparttı. 1994'ün son aylarında Kevin Seattle kentindeydi (Microsoft'un da merkezinin bulunduğu Amerika'nın kuzeydoğusundaki bir kent).
  • Brian Merril adıyla bir hastanede bilgisayar teknisyeni olarak çalışıyordu. Şehrin telekom şirketinin iki dedektifi telefon korsanlığını araştırırken onu buldular. Tarama cihazı ile binasına kadar ulaşıp telefon konuşmasını dinlediler.

  • Kevin karşısındakiyle bir bilgisayar sistemine nasıl girileceğinden konuşuyordu. Ama arama emri ancak birkaç ay sonra çıkarılabildi. Arama yapıldığında da Kevin'ı bulamadılar. Kevin yine kaçmayı başarmıştı. Kaçtığı yer Amerika'nın doğusundaki Raleigh kentiydi.
  • Bu kentte son ve en uzun hapis cezasına çarptırılmasına neden olan işini yapacaktı: Japon kökenli bir Amerikalı olan Tsutomo Shimomura'nın bilgisayarına girmek. Tsutomu Shimomura dünyaca ünlü bir fizikçi olan Richard Feynman'dan ders alan parlak bir astrofizikçi idi. Ama astrofizik onu kesmiyordu.
  • 19 yaşında Los Alamos Ulusal Laboratuvarında işlemci mimarisi ve hesaplama yöntemleri üzerinde çalışmaya başladı. Daha sonra San Diego Süper Bilgisayar Merkezinde çalışmaya başladı. Kendini beğenmiş birisiydi.
  • Karşısındaki kişi onun konularından anlamıyorsa Tsutomu için değersizdi. Bilgisayarları çok seviyor ve bilgisayar güvenliği alanıyla yakından ilgileniyordu. Bu özelliği yüzünden Hava Kuvvetlerine ve NSA'e güvenlik konusunda danışmanlık yapıyordu. Bilgisayarına girildiğini farkettiğinde çok şaşırdı, çok bozuldu ve bunu kişisel bir tehdit olarak algılayıp bilgisayarına gireni takip etti. Yakalayana dek.
  • Tsutomu'nun sistemine giren kişi iz bırakmamak için günlük dosyalarını (log files) silmişti. Ama Tsutomu çok önceden tedbirini almıştı: Günlük dosyalarının bir başka bilgisayara düzenli olarak gönderilmesini sağlamıştı. Bu dosyaları bir master öğrencisi düzenli olarak inceliyordu.
  • Bu öğrenci normalde hep artması gereken günlük dosyalarının son kopyasının küçülmüş olduğunu gördüğünde yolunda gitmeyen bir şeyler olduğunu farketti. Durumu Tsutomu'ya haber verdiğinde Tsutomu kayak yapmaya gidiyordu. Tatilini iptal edip hemen San Diego'ya döndü.
  • Tsutomu'nun bilgisayarlarına saldıran kişi IP spoofing denilen bir tekniği kullanıyordu. Chicago'daki Loyola Üniversitesinden girdiği sanılan birisi, bilgisayarının IP adresini Tsutomu'nun ağındaki bir IP adresi olarak göstermişti. Saldırgan bu yolla Tsutomu'nun birçok bilgisayarından düzinelerce dosyayı kopyalamıştı. Tsutomu bu tekniği duymuştu ama gerçekleştirilmesi çok zor olduğu için uygulandığını hiç görmemişti.
  • Tsutomu bilgisayar güvenliği konusunda çalışan kişilerin çoğu gibi Kevin Mitnick'i duymuştu. Kevin'ın arandığını da biliyordu. Saldırganın o olduğundan emin değildi ama araştırmaya hemen başladı.

  • Önce saldırganın neleri çaldığını buldu: Hücresel telefon kodları, Tsutomu'nun e-postalarını ve çeşitli güvenlik araçlarını içeren özel klasörü (home directory) birçok başka dosya. Tsutomu bilgisayarlarındaki güvenlik önlemlerini arttırıp tatiline döndü. Sonraki günlerde Tsutomu, Bruce Koball adında birisi tarafından arandı.
  • Bruce San Francisco'da yaşıyordu ve internet hesabına ayrılan disk alanının Tsutomu'nun dosyaları ile dolduğunu bildiriyordu. Bu alanda Tsutomu'nun yaklaşık 150MB'lık dosyası bulunuyordu. Tsutomu San Francisco'ya uçup İnternet Hizmet Sağlayıcısının merkezine karargah kurdu. Buradan kendi sistemlerine giren kişiyi izlemeye başladılar. Onun klavyede bastığı her tuşu takip edebiliyorlardı.
  • Saldırganın o bölgedeki başka İnternet Hizmet Sağlayıcılarına (ISP) da girdiğini ve o sistemleri de parmağının ucunda oynattığını farkettiler. Karşılarındaki kişi sıradan birisi değildi. Saldırganın aslında yine o yöredeki başka bir ISP'den girdiğini farkedince karargahlarını oraya taşıdılar.
  • Orada saldırganın ISP'nin 26000 müşterisine ait kredi kartı bilgilerini elde etmiş olduğunu gördüler (bu kredi kartı bilgilerinin kullanılıp kullanılmadığı hiç anlaşılamadı). Saldırgan ondan fazla kişinin e-postalarını izliyordu. Bu e-postalar içinde "itni" ifadesini arıyordu. Tsutomu'nun kuşkusu kalmamıştı: Aradıkları kişi Kevin Mitnick'ti.
  • Bu sırada saldırganın aramayı Raleigh'den (ABD'nin öbür tarafı) başlattığı saptandı. Aramalar bir hücresel telefon ve modemle yapılıyordu. Tsutomu tası tarağı toplayıp Raleigh'e uçtu. Orada telekom şirketi Sprint'in bir teknisyeni ile birlikte bir arabaya atlayıp telefon görüşmelerini taramaya başladılar.
  • Otuz dakika içinde Kevin'ın yeri saptandı. FBI'a haber verildi. Kevin'ın kanıtları yok etmemesi için hızlı hareket etmeleri gerekiyordu. Sabahın ikisinde ajanlar kapıyı çaldılar. Kevin'ın ilk sorduğu şey arama belgesiydi.

  • Ajanlar arama belgesini gösterdiklerinde adresin yanlış yazılmış olduğu anlaşıldı. Ama bu Kevin'ın içeri giren ajanlar tarafından tutuklanmasına engel olamadı. Beş yıl hapishanede kaldı. 21 Ocak 2000’de serbest bırakıldı fakat gözetim altında kaldı. Telefon kullanamıyor (annesini araması dışında), bilgisayara el süremiyordu. ABD dışına çıkması yasaktı. Geçimini konferanslara katılarak sağlıyordu. 21 Ocak 2003 yılında üzerindeki kısıtlamalar kaldırıldı.
  • Şuan kurucu olduğu Mitnick Security Consulting LLC'de çalışıyor.



2-Jonathan James(1983 - 2008):

Jonathan james , dünyada yargılanan ve hüküm giyen ilk 18 yaş altı hacker'dir.

İsim Soyisim : Jonathan Joseph James

Adresi : -

Doğum Tarihi : 12 Aralık 1983

Ölüm Tarihi : 18 Mayıs 2008

Ölüm Yeri : Amerika Birleşik Devletleri

Dünyanın en ünlü hackerlarından birisi olan Jonathan James, henüz 16 yaşında iken hacker suçlaması ile tutuklanmıştır. James dünyada yargılanan ve hüküm giyen ilk 18 yaş altı hacker olma özelliğini hala kendisinde taşımaktadır. James, ABD savunma bakanlığındaki bilgisayarlardan birine bir arka kapı (backdoor) programı yerleştirerek, NASA bilgisayarlarından 1.7 milyon dolarlık yazılımı çalmıştır. James Uluslararası Uzay İstasyonu’nun nem ve sıcaklık değerleriyle değiştirmesiyle kendisini ele vermiştir. 18 yaşının altında olduğu için 6 ay ev hapsi cezası alan James, ev hapsi kurallarına uymadığı için Alabama'ya askeri hizmete gönderilmiş ve burada 6 ay hizmette bulunmuştur. Yetkililer eğer James 18 yaşının üzerinde olsaydı en az 10 yıl ceza alabileceğini öngörmüşlerdi. Gözetleme süresi bittikten sonra 2007 yılında James'in adı TJX, BJ's ve Barnes & Noble gibi şirketlere yapılan ve milyonlarca kredi kartı numarasının çalındığı bir saldırılarıda geçti. James ısrarla saldırılarla alakasının olmadığını söylese de Amerikan gizli servisi, evini ve aile bireylerinin evini basarak arama yaptı. 2008 yılında ise işlemediği suçun cezasını çekeceğini düşünen Jonathan James, silahla kendisini başından vurarak intihar etti ve arkasında şu notu bıraktı: " Benim gerçekten TJX olayı ile ilgi hiçbir ilgim yok. ABD adalet sistemine tüm inancımı kaybettim, belki şu anki hareketim ve mektubum halka kuvvetli bir mesaj olacaktır. Her halükarda ben bu durum üzerindeki kontrolümü kaybettim ve bu benim tekrar kontrolü kazanmamın tek yolu."

3-Albert Gonzales :

Sadece iki yıl içerisinde tam 170 milyon kredi kartı ve ATM numarasını ele geçirerek adını hacker dünyasının en azılı üyeleri arasına yazdırmayı başaran Albert Gonzales, nam-ı diğer J4guar, bilgisayar dünyasının gelmiş geçmiş en büyük siber dolandırıcısı olarak nitelendiriliyor. Siber dünyada karışmadığı neredeyse hiçbir suç çeşidi kalmayan Gonzales, siber suçlardan hüküm giyenler arasında en uzun hapis cezasına çarptırılan hacker olarak da biliniyor.Gonzales, 1981 yılında Küba göçmeni bir ailenin ilk çocuğu olarak dünyaya geldi. İlk bilgisayarına 8 yaşında sahip olan hacker, Florida’da bulunan bir lisede okurken, kendi gibi bilgisayar meraklısı birkaç öğrenciden oluşan oldukça problemli bir grubun liderliğini yapıyordu. Henüz erken yaşlarda deneyimlemeye başladığı hacking girişimleriyle küçük çaplı siber suçlar işlemeye başlayan Gonzales, ismini ilk olarak liderliğini yaptığı 4.000 üyeden oluşan ShadowCrew (Gölge Tayfası) ile duyurdu. 1.5 milyon kredi kartı numarasını çalıp online olarak satan ShadowCrew üyeleri, ayrıca sahte pasaport, sahte sağlık sigortası kartı, sahte sürücü belgesi, nüfus cüzdanı çıkartmak için kullanılan sahte doğum belgeleri gibi sayısız sahtekarlıkla, 4.3 milyon dolar çalmayı başardı.

Ele geçirdiği kart bilgilerini Carderplanet ve Darkprofits gibi siber suç gruplarıyla da paylaşan ShadowCrew’un işlediği suçlar kısa sürede Amerikan Gizli Servisi’nin (CIA) dikkatini çekti. 2004 yılının Ekim ayında Kalkan Operasyonu ismi verilen ve ABD, Bulgaristan, Beyaz Rusya, Kanada, Polonya, İsviçre, Hollanda ve Ukrayna’da eş zamanlı yürütülen operasyonda 28 ShadowCrew üyesi tutuklandı. Çok sayıda sahte kredi kartına sahip olduğu iddia edilen çete lideri Gonzales ise, Gizli Servise yasadışı işleri yürüten grup üyeleri hakkında bilgi vererek, kısaca itirafçı olarak, hapis cezası almaktan kıl payı kurtuldu ve 75.000 dolar hapis cezasına çarptırıldı.

Hacker dünyasının tüm azılı üyeleri gibi, Gonzales de artık iflah olmaz bir siber suçlu haline gelmişti. Kalkan Operasyonundan sonra Miami’ye taşınan Gonzales, burada eski alışkanlıklarına geri döndü ve siber dolandırıcılık girişimlerine devam etti. 2005 yılında TJX Company isimli ünlü bir Amerikan şirketinin sistemine sızarak, 18 ay boyunca 45.6 milyon kredi kartı numarasını çaldı. Bununla yetinmeyen Gonzales, Card Systems Solutions isimli kredi kartı üretim şirketinden de 40 milyon kredi kartı bilgisini sızdırdı. Miami’nin kablosuz ağ sistemindeki açıklıkları bulmak için gece gündüz demeden çalışan Gonzales, sonunda Barnes & Noble’dan T. J. Maxx’a kadar sayısız şirketten sızdırdığı bilgilerle, 2006 yılının sonuna kadar 170 milyon kredi kartı bilgisine erişim sağlamıştı. Bu rakam, ABD nüfusunun yarısından fazlaydı.

Dave & Busters’tan kredi kartı bilgilerinin çalındığının fark edilmesi uzun sürmedi ve ABD gündeminde büyük yankı uyandırdı. 2007 yılının Eylül ayında şirketten 5.000 kart numarasını çaldığı ve bu kartların yalnızca 675’inden 600.000 doları kendi hesabına geçirdiği tespit edilen Gonzales, Miami sahilinde bulunan lüks bir otel odasında yakalanarak tutuklandı. Tutuklandığında yanında 1.6 milyon dolar nakit para bulunuyordu. 1.1 milyon doları ise plastik bir çantaya koyarak ailesinin yaşadığı evin avlusuna gömmüştü. Paranın yanı sıra Gonzales’in yanında çok sayıda laptop ve silah da bulunması, alacağı cezayı katlamıştı.

Tüm zamanların en büyük siber dolandırıcılık davasının sanık koltuğuna oturtulan 28 yaşındaki Gonzales, yaptıklarından ne kadar pişman olduğunu şu sözlerle anlatıyordu: “ShadowCrew davasında bana bir şans verildi, affedildim. Fakat bu şansı değerlendiremedim. Yaptığım her şeyin tek sorumlusu benim. Bahçelerine yasadışı yollarla elde ettiğim parayı gömerek, ailemin yaşadığı evin kutsallığına zarar verdim. Bana vereceğiniz cezayı hafifletirseniz, aileme onları ne kadar çok sevdiğimi ispatlamak için elimden geleni yapacağım.” Fakat son pişmanlık fayda etmemiş ve Gonzales teknoloji tarihinin siber suçlara verilen en büyük cezası olan 20 yıllık hapis cezasına çarptırılmıştı.

Hacker dünyasının en azılı isimlerinden biri olan Gonzales, şimdilerde Kansas’ta bulunan bir hapishanede özgür kalacağı yıl olan 2025’i bekliyor.


4-Kevin Poulsen(1965):

İsim Soyisim : Kevin Lee Poulsen

Adresi : Amerika Birleşik Devletleri

Doğum Tarihi : 30 Kasım 1965

Doğum Yeri : Pasadena, Kaliforniya, ABD

Ölüm Tarihi : -

Ölüm Yeri : -

Dark Dante olarak bilinen Poulsen, ününü telefon sistemlerinin çetrefilli yapısına ilişkin bilgisini kullanarak elde etti. Radyo istasyonlarının telefon hatlarını hackleyerek yapılan yarışmalarda kendini sürekli “kazanan dinleyici” olarak ayarlayan Poulsen bu şekilde bir Porsche bile kazandı. Her ne kadar kendine Dark Dante dese de Poulsen medya tarafından “Dijital suçların Hannibal Lecter’ı” olarak anılıyordu. Tabii sevgili Poulsen federal sistemi hackleyip telefon dinlemelerini çalınca FBI’ın arananlar listesine bir numaradan giriş yaptı. Markette yakalanan Poulsen, 51 aylık hapis ve 56 bin dolarlık para cezasına çarptırıldı. 1995’te hapisten çıkan Poulsen’ın kariyeri ise bu noktadan sonra tamamen değişmiş. Gazeteci olarak çalışmaya başlayan Poulsen, Wired’da kıdemli editör. Hatta 2006’da MySpace’te yer alan 744 seks suçlusunun kimliğini belirlemede hukuk güçlerine dahi yardım etmiş. 

5-Gary McKinnon(1966-):

İsim Soyisim : Gary McKinnon

Adresi : Birleişk Kırallık

Doğum Tarihi : 10 Şubat 1966

Doğum Yeri : Glasgow , İskoçya

Ölüm Tarihi : -

Ölüm Yeri : -

Dünyanın en ünlü hackerlarından birisi olan İskoç hacker Gary McKinnon, gelmiş geçmiş en büyük askeri hackleme olayının suçlusudur. McKinnon, sayısızca ABD askeri bilgisayarına ve 16 NASA bilgisayarına giriş yapmıştır, hatta bu bilgisayarlardan birinin pentagona ait olduğu söylenmiştir. 2002 yılındaki suçlamasından beri tutukludur. Amerika, McKinnon'u kendi mahkemelerinde yargılamak için ABD'ye teslim edilmesini istemiştir fakat Birleşik Krallık buna izin vermemiştir. McKinnon'un dünya çapında çok fazla destekçisi vardır ve bu destekçiler devamlı olarak McKinnon'un serbest bırakılması için propaganda yapmaktadırlar.

6-Robert Tappan Morris(1965-):

İsim Soyisim : Robert Tappan Morris

Adresi : Amerika Birleşik Devletleri

Doğum Tarihi : 8 Kasım 1965

Doğum Yeri : Amerika Birleşik Devletleri

Ölüm Tarihi : -

Ölüm Yeri : -

Dünyanın en ünlü hackerlarından birisi olan Robert Tappan Morris 1988 yılında, bilgisayar dünyasında ilk solucan yazılım olan Morris solucanının yaratıcısı olmuştur. Robert Tappan Morris aslında Morris solucanını “internet âleminin ne kadar büyük olduğunu test etmek için" yazdığını söylemiştir. Fakat yapmış olduğu bu program çok büyük sayıda bilgisayara yayılmış ve internete bağlı olan bilgisayarların %10′unun ağlarını çalışmaz hale getirmiştir. Akabinde Morris tutuklanmış 3 yıl hapse girmiştir. 400 saat sosyal hizmet görevi yapmış ve 10.500 $ ceza ödemiştir. Bunun ardından akademik kariyere ve girişimciliğe başlayan Morris 1995 yılında Viaweb uygulamasını geliştirmiş ve 3 sene sonra Yahoo'ya 49 milyon$'a satmıştır. Harvard üniversitesinde doktorasını yapmış ve 1999 yılında MIT'e profesör olarak atanmıştır. Günümüzde hala girişimlerine devam eden Morris, dünya çapında ödül toplamaya devam etmektedir.


7-Loyd Blankenship:

Hack camiasında The Mentor adıyla tanınan Blankenship, 1970’lerden bu yana aktif olan hackerlardan. Pek çok hack grubunda da yer alan Blankenship’in dahil olduğu gruplardan en bilineni Legion of Doom (LOD). Adeta bir DC kanunsuzu .

Blankenship’in tutuklanma hikayesi ise çok gizli hükümet sırlarına erişmesinden ziyade yayınladığı bir makale. Conscience of a Hacker and Hacker Manifesto olarak da bilinen Mentor’s Last Words makalesini kaleme alan Blankenship, 1986’da bu yüzden tutuklandı. Makale hack kültürünün mihenk taşlarından sayılıyor.

Blankenship, kaleme aldığı bir diğer kitap olan GURPS Cyberpunk üzerinde çalışmak için 1989 yılında Steve Jackson Games tarafından işe alındı. 1990’da ise Amerikan Gizli servisi evine baskın yaparak oyunun kural kitabına el koydu. Gizli Servis’in gerekçesi kitabın bilgisayar suçları için bir rehber olduğu yönündeydi. O dönemden beri hack’e tövbe eden Blankenship şimdilerde müzisyen ve oyun geliştiricisi olarak hayatına devam ediyor.

8-Julian Assange:


Wikileaks adlı internet sitesinin baş editörü, yayın kurulu üyesi ve kurucularından birisi olan Avustralya’lı internet aktivisti ve yayıncı. 2006 yılında Wikileaks’i kurmadan önce fizik ve matematik alanlarında öğretim gören Assange, ayrıca bilgisayar programcısı olarak çalışmıştır. Julian Assange 30 Kasım 2010 tarihinde Interpol tarafından en çok arananlar listesine alınmıştır.

Julian Assange3 Ağustos 1971 tarihinde, TownsvilleQueenslandAvustralya’da dünyaya geldi. Ailesi gezici bir tiyatro topluluğunda çalışan tiyatroculardı. Anne babasının boşanmasının ardından tekrar evlenen annesi, yeni evliliğinde de mutluluğu bulamayınca çareyi çocuğuyla beraber eski kocalarından uzakta durmakta buldu. Bu sebeplerden dolayı Assange’ın çocukluk hayatı farklı şehirlerde sürekli ikamet değiştirerek geçti; bu süre zarfında pek çok okula kayıt olup ayrılmak zorunda kalan Assange, öğreniminin bir kısmını ise evinden tamamladı.

16 yaşına geldiğinde iki arkadaşıyla beraber bilgisayar korsanlığı (hacking) yapmaya başlayan Assange, bu amaçla International Subversives adlında bir topluluk kurdu. Çoğu kötü niyetli hackerın tersine önceliği her zaman bilgiye erişime veren Assange“Asla girdiğin bilgisayar sistemlerine zarar verme, onları asla çökertme ve sistemlerdeki bilgileri yanlış olanlarla değiştirme, sadece bilgiyi paylaş” olarak belirledi. 19871991 yılları arasında aktif olarak hackerlık yapan Assange, 1991 yılında 24 ayrı hack suçundan Avustralya polisi tarafından yakalandıysa da, 2100 dolarlık bir kefaretin ardından serbest bırakıldı.

1993 yılında Avustralya’nın ilk ISP (İnternet Servis Sağlayıcı)’larından birisini kuran Assange, 1994 yılı sonrasında Melbourne’da bilgisayar programcısı ve ücretsiz program yayınlayıcısı olarak çalıştı. Pek çok ücretsiz programın yayınlayıcı olarak net camiasında haklı bir üne kavuşan Assenge, 90’lı e 2000’li yıllarda toplam altı üniversiteye kayıt olduysa da, bunların hepsini tamamlayamadı. 20032006 yılları arasında devam ettiği ve fizik ile matematik eğitimleri aldığı Melbourne Üniversitesi’nde okurken Avustralya Ulusal Fizik Ödülü’nü kazandı (2005). Bu alanların dışındaki çalışmaları ise felsefe ve neurosience alanlarında gerçekleşti.

Julian Assange, 2006 yılında WikiLeaks adlı internet sitesinin kurucuları arasında yer aldı. Bilginin gizli saklı kalmaması için uğraşan vebu uğurda Amerika’nın Afganistan ve İran’a yaptığı saldırıların arka planında yer alan bilgileri halka ulaştıran Wikileaks, son olarak 2010yılı Kasım ayında aralarında Türkiye’nin de bulunduğu bir dizi ülkedeki Amerikan diplomatların yazışmalarını halka sunarak uluslararası arenada büyük bir karmaşaya sebep oldu.

WikiLeaks’in kurucularından birisi, baş editörü ve sözcüsüle bütün diğer basın organlarının açıkladığından daha fazla gizli belgeyi dünyaya duyurarak büyük bir ün elde etti. Her ne kadar WikiLeaks’in baş editörü olsa da kuruluştan para almadan, gönüllü olarak çalışan bir aktivist olan Assenge, 2009 yılında Amnesty Uluslararası Medya Ödülü’nü ve 2010yılında Sam Adams Ödülü’nü kazandı. Kuruluşun yaptığı en büyük belge açıklaması ise 2010 Kasım ayında gerçekleşti; bir kısmı gizli ve sınırlandırılmış etiketleri de taşıyan tam 251.000 adet resmi A.B.D. belgesi.

Julian Assange’ın başı 14 Ağustos 2010 tarihinde, İsviçre’de katıldığı bir konferans sonrasında polisle derde girdi. Konferansta bir kadına tecavüz ettiği suçlamasıyla aranmaya başlanan Assange, bu soruşturmayı temelde yoksun bir dava olarak nitelendirdi ve konferansı düzenleyen İsviçre Sosyal Demokrat Partisi’ni bu olaydan dolayı suçladı. Suçlama ile ilgili olarak yasal olarak suçlanmadığı için Avrulpa yasalarınca tutuklanma emri çıkartılamadıysa da, Interpol kendisini kırmızı bülten ile aramaya başladı. Soruşturmayı yöneten Eva Finne adlı müfettiş ise “Assange’ın suçlu olduğunu gösteren bir kanıt bulamadık” şeklinde konu ile ilgili görüşlerini bildirdi. Suçlama halen kaldırılmadıysa da Assenge şu anda göz altında bulunmuyor.

2010 Kasım’ında basına verdiği belgelerin ardından WikiLeaks’de yayınlanmayı bekleyen halen çok sayıda belgeye sahip olduğunu belirten Julian Assange, bu belgelerin tamamını bir arada yayınlamadıklarını, çünkü bazılarının çok önemli olduğu için arada kaynamalarının istenmediğini ve gizli belgeleri açıklamaya devam edeceklerini bildirdi.

9-Guccifer 2.0:

Guccifer 2.0’ın kim olduğundan kimse tam olarak emin değil. Tek bir kişi de olabilir, tek bir kişi gibi davranan bir grup da olabilir. İsmi ise Romanyalı hacker Guccifer’a saygı duruşu niteliğinde. Guccifer Amerikan hükümetine ve diğer politik söhreti olanlara yaptığı saldırılarla biliniyor.

Guccifer 2.0’ın izlediği yol da çok farklı değil. 2016 yılı Amerikan Başkanlık seçimlerinde Demokratların ağına sızan Guccifer 2.0, binlerce dokümanı WikiLeaks başta olmak üzere pek çok yere sızdırdı. Guccifer 2.0’nin ardında her ne kadar Rus istihbaratı olduğu düşünülse de, Guccifer 2.0, Rus değil Romanyalı olduğunu iddia ediyor.

Amerikan Başkanlık Seçimlerinden önce ortadan kaybolan Guccifer 2.0, Ocak 2017’de Rus istihbaratıyla bir bağı olmadığını açıklamak için ortaya çıktı. Şimdilerde nerede olduğu bilinmiyor.

10-Anonymous:


Böyle bir liste yapıp Anonymous’u yazmamak olmaz elbette. Belki de en popüler hatta neredeyse internet fenomeni haline gelmiş olan hack grubu Anonymous, tüm zamanların en çok bilinen dijital kanunsuzları olabilir. Anonymous tek bir insandan ziyade aralarında herhangi bir üyelik ya da hiyerarşi bulunmayan bir gruptan oluyor. Yani hemen herkes Anonymous adı altında hareket edebiliyor.


2003’teki büyük çıkışlarının ardından Anonymous Amazon, PayPal, Sony, Scientology Kilisesi gibi hedeflere yaptığı saldırılarla biliniyor. Aynı şekilde hack grubunun Avustralya, Hindistan, Suriye, Amerika ve daha pek çok farklı devlete de saldırıları bulunuyor. Anonymous günümüzde hack aktivitelerini sürdürmeye devam ediyor. 2011’den bu yana Anonymous’tan “ayrılmış” iki hack grubu da mevcut: LulzSec ve AntiSec.
 
Hacker Eğitim Forum © 2018 Tüm Hakları Saklıdır İnstagram